3 Haziran 2013 Pazartesi

Cerebral Palsy (serebral palsi )



Cerebral Palsy (serebral palsi ) yani beyin felci :   Doğum anında yada sonrasında merkezi sinir sisteminin hareket işlev alanlarının hasar görmesinden dolayı oluşan bir tablodur. Hastalık değildir. Bir durum bir tablodur aslında. Bulaşıcı bir şey değildir ( Bu soruyu çok sık soruyorlar ) Durumun ilerlemesi söz konusu değildir ama zaman ilerledikçe ve çocuklarımızın yaşıtlarına göre yapması gerekenler arttıkça gerileme var gibi gözlenmektedir. Ama çocuğun kendi içindeki gelişiminde bir gerileme söz konusu değildir.  ( nöbet ve diğer eşlik eden hastalıkların neden olduğu gerilemeler dışınıda ) Serebral palside zihinsel gerilik söz konusu değildir genellikle ama konuşma ve hareket problemleri bize bunların olduğu hissi uyandırır.

Nasıl ki bembeyaz bir kağıda aynı miktarda bri mürekkep damlası damlatırsınız ve her seferinde diğer damlalarla alakası olmayan bir damla elde edersiniz işte bu beyin kanamalarıda böyle her kanama farklı bir tahribat yaratıyor çocuklarımızda. Bu yüzden de farklı farklı çeşitleri var CP nin ....

Vücutlarındaki tutulumlara göre beynin aldığı tahribata görede adları :


   Hemipleji (Hemiparezi): vücudun bir tarafındaki kol ve bacak etkilenmiştir.4 uzuldan (2 kol 2 bacak ) sadece 1 tanesinin etkilendiği durumdur

   Dipleji (Diparezi) : Her iki bacak daha çok etkilenmiştir. Genellikle kol ve el fonksiyonlarında da az etkilenme söz konusudur.

  Kuadripleji (Kuadriparezi- Tetraparezi): Her iki kol ve bacakla birlikte gövde de tutulmuştur. Yüzdeki, ağız çevresindeki ve yutkunma ile ilgili kaslarda da etkilenme olabilir. 


Hareket bozukluklarına göre serebral palsi tipleri :



      Sipastik tip :   Spastisite harekete yanıt olarak kasda aşırı artış gösteren kasılma ve tutukluk halidir. Spastisite beynin istemli hareketi yönlendiren yüzeyel kısımlarının hasar görmesi sonucu oluşur.Spastisitede kol, bacak ve gövde kaslarının tonusunda  artış mevcuttur. Spastik kaslar pasif hareket sonucu oluşan gerilmeye karşı aşırı kasılmayla yanıt verirler. Tonusdaki artış o kasın hareket ettirilmesindeki hıza bağlıdır; yani böyle bir çocuğun dirseği hızla açılmak istendiğinde  dirseği kontol eden kasların süratle kasıldığı ve dirsek hareketini zorlaştırdığı, ancak aynı dirsek bu sefer yavaş olarak açılmak istendiğinde bu direncin çok daha düşük olduğu gözlenir
Serebral palsi hastalarının çoğu bu spastik gruptadır (yaklaşık 4 çocuktan 1'i) ve tedaviden en çok bu grup hastalar yararlanır

   Diskinetik tip : Beyinin daha derindeki merkezlerinin hasar görmesi sonucu ortaya çıkar. Bu merkezler eşgüdüm, denge ve ince motor hareketlerden sorumludurlar.
Diskinetik tipde zamanla tonus değişiklikleri gösteren istemsiz hareketler söz konusudur. Hastalar başlangıçta genellikle hipotonikdir; giderek atetoz, distoni, ya da korea gelişir.
Atetoz istemsiz yapılan solucanvari kıvranma hareketlerini ifade eder. Karşıt kaslar  birlikte kasılır. Çocuk belli bir amaca yönelik bir hareketi yapmaya kalkıştıkça, bu kıvranma hareketi daha da artar. 
Distonide artmış tonus mevcuttur, ancak spastisitede olduğu gibi kasın hareketindeki hıza bağımlı değildir. Böyle bir çocukda dirseği açmayı denediğimizde, ne kadar yavaş ve nazik olursak olalım, tonusu azaltmak mümkün olmaz; buna rijidite denir. Hastada duruş bozukluğu belirgindir. 
Korea istemsiz yapılan ani, ufak hareketlerdir. Genellikle ayaklarda ve ellerde rastlanır.
Hipotonik çocuklarda ise tonusda azalma söz konusudur. Bebek büyüdükçe hipotoni genellikle spastisiteye dönüşür.
Diskinetik tipler heyacanlandıklarında istemsiz hareketler de artar. Konuşma bozuktur; çocuğu anlamak zorur. Zeka genellikle normal olmasına karşın konuşma bozukluğu nedeniyle yanlış kanıya varılabilir. Sıkça eşlik eden işitme kaybı da bu yanlış kanıyı güçlendirir. Hastalar yutma güçlüğü çeker; tükürüklerini tutamaz.
En sık koreoatetoid tip görülür; doğum sonrası bebekde gelişen sarılığa bağlıdır. Sarılığa yol açan, kandaki yüksek miktarda bilirubin maddesinin beyinde sözkonusu merkezlerde birikmesi bu merkezlerde kalıcı kimyasal hasar oluşturarak bu tablonun oluşmasına neden olur

  Ataksik Tip :  Ataksi denge bozukluğu olarak özetlenebilir. Çocuklar dengeyi sağlamak amacıyla bacaklarını açarak beceriksizce yürürler. Beyincik (serebellum) hasarında görülür. Çocuk başlangıçta genellikle hipotoniktir; 3 yaşından sonra tonus düzelirken denge sorunu ortaya çıkar.

   Karma Tip :  Serebral palsili hastalarda değişik tip hareket bozuklukları görülür. Genellikle bir çocukta bu bozuklardan bir kaç tanesi birlikte bulunur, ancak bunlardan biri çok daha baskındır (karma tip). Örneğin, spastisite ve ataksi sıklıkla birlikte bulunur.

Tabiki bizim bu belirtilere göre bir tanı koymamız imkansız. Ama çocuklarımızın gelişim basamaklarına göre aşağıda da bilgiler var ve bunlar ilk tanının konması için yeterli olan belirtiler


1 ay
• Devamlı şuursuz ve uykulu olma 
• Emme bozukluğu, aşırı kusma 
• Etraftan gelen uyarılara cevap vermeme 
• Havaleler

2 ay
• Adalelerde anormal kasılmalar

3 ay
• Gözbebeğinde düzensiz titremeler 
• Sırtüstü konulduğunda baş ve topuklar zerinde yay gibi durma 
• İfadesiz yüz

4 ay
• Başını tutamama 
• Başparmağın avuç içinden çıkarılamaması ve elin çok sert bir yumruk halinde tutulması 
• Devamlı şaşılık

8 ay
• Dönme ve oturma olmayışı 
• El becerisinde gerilik 
• Baş tutamama 
• Otururken bacakların birbirini çaprazlaması 
• Tekme atarken iki bacağı birden itme

10 ay
• Tutunarak ayağa kalkma becerisi olmayışı 
• İsmiyle çağırınca yanıt vermeme 
• Emeklerken bacakları sürükleme 
• Ayağa kalkarken bacakları çaprazlama 
• Ağızdan fazla salya akıtma 
• Verilen yemeği ağza götürememe
1 yaş

Bunları çocuğunuzda takip ederek bir kanıya varmak mümkün. Eğer bunlardan şüpheleniyorsanız en kısa zamanda bir nöroloğa gitmelisiniz. Helede sizi şüphelendiricek bir doğum hikayeniz varsa...

Allah tüm çocuklarımıza acil şifalar versin...


Özellikleri terimleri yazarken resmi kaynaklar kullandım yanlış bişi yazmamak için



3 yorum:

  1. merhabalar,yazılarınızı yaklaşıknisan ayından bu yana takip ediyorum.tabiri caizse sizden kopya çekip aynılarını oğluma uyguluyorum.siz şanslısınız çalışmıyorsunuz ve Ankara dasınız.biz giresundayız.sizinle tanışmayı çok istiyorum. çook ortak noktamız var.görüşmek dileğiyle...nuray ve kerem can aydın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. zaten birileri daha uygulasın diye yazıyorum...çok sevindim...
      Evet biz o konuda şanslıyız özel bir çocuk olunca büyük şehirler birer nimet oluyor...Hepimizin hikayesi o kadar çok benziyor ki birbirine...umarım bir gün kesişir yollarımız...

      Sevgiler

      Sil
  2. Merhaba... Biz nöroloji için banu anlar a gidiyoruz. Oğlum 6 aylıkken hiç bir doktor tanı koyamaZken görür görmez tanımızı koymuştu.. Banu hanım ankarada.

    YanıtlaSil